miércoles, 20 de junio de 2012

DUMANLI DÜET

Bir karşım var sende, 
İçinde ne rüzgardan, ne sudan aşınmış taşlar var, derinlerde; 
Ama tuzla buz olmuşlar var üzerlerinde; 
İçi zengin; 
Kullanmayı bilene; 
Sonra bu katman katman toprağın üzerinde soğuk esen rüzgarların var 

Seni yerkürenin bir şey dışındaki geri kalan herşeyiymiş gibi tasvir ettim işte 
Ansızın aklıma geldi. 
Şimdi sen de harcım toprak deyince cuk oturdu... 

Sonra düşündüm ki 
Ki bu düşünme saniyenin kaçta kaçı idi bilemiyorum, ama göreceliydi 
Bir "an" ama bir yaşam vardı sanki, 
O 60 milyonda birin yine bilmem kaçta kaçında sakin bir düşünce geçti, 
Ve tamamen senin yansımanmış gibi 
Tüm yaşamsal faaliyetlerini, tüm hareketlerini yavaş ve yoğun algıladım 
Ama ne can sıkıcı, ne bunaltıcı ne de korkutucu bir şey vardı bunda. 
Sendeki bu karışımın getirileriydi bunlar 
Zenginlik, bolluk 
Karışıklık, iç içe geçmişlik 
Ama karmaşıklık değil; 
Herşey olması gerektiği yerde, miktarda 
Ölçün doğanın ölçüleriyle dengeli; 

Ancak 
Tüm işler yolunda gibi gözükse de 
Bir eksiklik gördüm 
Tüm bu dengenin arasında bir boşluk 
Döngülerini sağlayacak her şeyin varmış gibi aslında 
Güneş ve su kendilerini sana vermişler, 
Yalnızca bir şey işte... 
Arkası gelmeden önce söyle bakalım, acaba kendini benim seni gördüğüm gibi görebildin mi? 
Sence bir eksiğin var mı 
Varsa nerede? 

"Eksik gerçekse orada bir yerlerde 
Kesin yerde 
Yeryüzünde. 
Değil. 
Artık değil. 
Bilemem." 

Birşey eksikse, ve benim bulmam gerekecekse: 
Acı. 
Ben kendi adıma onu buldum, zaten baştan beri eksik yaptım" 

Bir yanıyla doğru evet, 
Ama bir yanıyla değli, 
Sanıyor musun ki yeryüzünde herşey güllük gülistanlık? 
Seni toprağın yerine koyarken, aslında o acıyı da beraberinde koydum ben, 

Doğum ve ölüm en başta... 
Ya da eller ve makineler yerle bir etmez mi seni 
Bunların hepsi acı. 

"Mutlu olmak salt acı benim için, 
Acısı yoksa aşk yok 
Aşk yoksa da boşuna bunlar 
Elektirik, su faturaları ödemek, yaşamak boşuna..." 


Tezatların var işte içinde, 
Hepsini barındırıyorsun 
Hepimiz gibi... 


"Bir gün gelir 
Diğer güne sorar 
Kim kime doğuyor diye 
Bu gerçektir 
Ve çirkini ezer güzellik çoğu zaman 
Bizim acısız hayat kaçışlarımız var. 

Aşkın olanda bu his var 
Çünkü yakıtıdır aşkınlığın bu. 
Ve yakıt yoksa yol da yoktur 
Yol yoksa hedef... 
Hedefimiz yol olur sonra fark etmeden... 
Bu da acıyı bıraktığımız yere gidip almak zorunlulugudur. 
O acıyı alırız yoğun olarak biz. 
Zamanında yavaş yavaş alıp yaşamak varken yapmaz, 
Zor olana doğru adım atarız. 
Benim için yakıtın bittiği yerdedir acı... 
Nankör insanoğlunun basit ve bencil acısı..." 

............. 

Zihnimin iki yarısı ölçüsüz konuşuyor, 
Ölçüsüz saçmalıyorlar işte kimi zaman. 
Hangisi gerçek ben, hangisi olması gereken bilinmeden... 
Ne bir ilaç, ne bir zehir bendeki.. 
Kafadaki dumanların sebebi 
Yalnızca dağların yüksekliği. 

12.02.2010

No hay comentarios:

Publicar un comentario